Kentin ikinci meydanı niteliğindeki Kent Parkı Agora’ya bitişik uzanmaktaydı. Uzun ve sütunlarla çevrili bir meydan olan Güney Agora’nın (215×70 m) en erken yapılmış bölümü olan kuzey stoa, yerli bir aristokrat olan Diogenes tarafından İmparator Tiberius’a (MS 14-37) ithafen yaptırılmıştır. Bu stoanın frizi çok çeşitli maskelerin üzerine sarkıtılmış tekrar eden meyve girlandı motifiyle süslenmiştir.
Güney tarafın doğu ucu Tiyatro’nun yaklaşık 20 m yüksekliğindeki taş istinat duvarı ile sınırlandırılmıştır Başlangıçta, Tiyatro tepesi olasılıkla planlanan alanın yarısına işgal ettiğinden büyük bir işçilik ve mühendislik ustalığıyla kısaltılması gerekmişti. Bu hem tasarlanan Tiyatro oditoryumu hem de Kent Parkı meydanı için gerekli olan kapsamlı bir plandı. Meydanın güney kenarının batı ucu Bazilika’nın cephesiyle (ve çok daha sonraları önüne inşa edilen bir portiko) ile kapanır. Meydanın kısa batı kenarı ise, Hadrian Hamamı’na geçişi sağlamak üzere 2. yüzyılın başlarında inşa edilen yeni bir portiko ile tamamlanmıştır. Doğu ucu ise, MS 1. yüzyılın sonuna doğru Diogenes Propylonu olarak bilinen devasa sütunlu cephe tarafından kapatılmıştır. Arkadaki Tetrapylon Caddesi’ne giriş ve çıkış bu Propylon’un yan kulelerinin altındaki tünellerle sağlanıyordu. Güney kenarda bulunan ve günümüze ulaşan İon düzenindeki stoa ise MS 6. yüzyılda tüm kompleksi kapsayan büyük yenileme çalışması sırasında eklenmiştir.
1980’lerde yapılan kazı çalışmaları sırasında meydanın ortasında eşi görülmemiş anıtsal bir havuz (170×30 m) gün yüzüne çıkarılmıştır. Kompleksin aslında bir agora olmadığı, ancak Diogenes’in Propylon’undaki bir yazıtta altıncı yüzyıldan bir hayırsever tarafından bahsedilen ‘palmiyelerin yeri’ olduğu hipotezi, 2012 yılında Mica Ertegün’ün cömert bağışıyla yapılan kazılarla test edilmiştir.
Bu, Sayın Ertegün tarafından finanse edilen Mica ve Ahmet Ertegün Güney Agora Havuzu Projesi adlı beş yıllık büyük bir saha çalışması projesine dönüştü. Havuzun iki yanındaki kazılarda, palmiye ağaçlarının dikim çukurları bulunmuştur. Diogenes’in Propylon’u üzerine yazılmış geç antik döneme ait bir şiir, tüm kompleksi “Palmiyelerin Yeri” olarak adlandırmaktadır. Erken imparatorluk dönemi Roma’sındaki benzer kompleksler ya da porticolardan aşina olduğumuz türden bir kent parkıydı.
Ayrıca Bakınız: Mica ve Ahmet Ertegün Güney Agora Havuz Projesi
Buluntular: Maske ve Girland Friz Blokları