Tiyatro

Tiyatro, gelişmiş bir Yunan şehir devletinin odağındaki bina ve kurumdu. Başta drama olmak üzere farklı eğlence ve etkinliklere ev sahipliği yapmanın yanı sıra halkın ( demos) bir araya gelip toplandığı bir mekandı. Aphrodisias tiyatrosunda sahne mimarisinin büyük çoğunluğu korunmuştur. Bunun yanı sıra auditoriumdaki (oturma yeri) yürüme yolunun (diazōma) altındaki yirmi yedi oturma sırası ile diazōmanın üstündeki bir kaç oturma sırası günümüze iyi durumda ulaşmıştır. Özgün haliyle kapasitesi 7000 kişilikti.

The auditorium (cavea– seyirci oturma yeri), prehistorik yerleşimin bulunduğu höyüğe yaslanacak şekilde Geç Helenistik dönemde inşa edilmiştir. Özenle işlenmiş üç katlı mermer sahne binası ise MS 28 yılından daha erken bir tarihte Zoilos tarafından yaptırılmıştır. Bu yeni cephe, ışık kullanımı, aediculalı (sütunlu niş) tasarımının yanı sıra üstün kaliteli ve çok çeşitli süslemeleriyle öne çıkmaktadır. Sahnenin Dor düzenindeki arşitravında ve tekrar ikinci katta büyük boyutlu harflerle yazılan yazıta göre “sahne binasının (skēnē) onun önündeki platformun(proskēnion), ve üzerindeki tüm süslemelerin (proskosmēmata)” maliyeti ilk Roma İmparatoru Augustus’un azad edilmiş kölesi olduğu anlaşılan Gaius Julius Zoilos tarafından karşılanmıştır. Oldukça önemli bir grup heykel, sahneye ve orkestranın içine düşmüş şekilde ele geçmiştir. Sahne binasında bir Apollon, iki Mousa (esin perisi) heykeli, portre heykeller ve çeşitli Victoria heykelleri vardır. İki boksör heykeli ise auditoriumun istinat duvarlarının (analemma) ucunda durmaktaydı.

Auditoriumun oturma sıraları MS 1. yüzyılda bir altyapı inşa edilerek yukarı doğru uzatılmış ve tamamen mermerle kaplanmıştır. Kuzey tarafta bulunan kesme taştan yapılmış büyük istinat duvarı tepenin alt seviyelerine kadar devam etmekte ve burada Kent Parkı’ndaki güney stoanın bir bölümünün arka duvarını oluşturmaktadır. Hemen alttaki bu stoadan, istinat duvarının içinden geçen büyük tonozlu bir merdiven ile doğrudan tiyatronun oturma yerlerine (cavea) erişim sağlanıyordu. MS 2. yüzyılda Tiyatro içindeki orkestranın seviyesi gladyatör ve hayvan müsabakaları için daha güvenli bir arena çukuru oluşturmak amacıyla düşürülmüştür. Son olarak, 7. yüzyılda sahne binasının arka cephesi boyunca ve girişleri kapatacak şekilde devşirme malzemelerle devasa bir duvar örülmüştür. Bu duvar Tiyatro tepesinin etrafını tamamen çevreleyecek şekilde uzatılmış ve tepeyi güçlü savunması olan bir kaleye, bir Erken Bizans kastrosuna dönüşmüştür.