Sebasteion

1979-81 yılları arasında kazılan Sebasteion, Aphrodite ve Julio-Claudius hanedanının imparatorlarına ithaf edilmiş görkemli bir tapınak kompleksidir. İnşası yaklaşık M.S. 20’den 60’a kadar, yani iki kuşak boyunca – Tiberius’un egemenliğinden Nero’nunkine dek sürmüştür. Kompleksin yapım masrafları Aphrodisias’ın önde gelen iki ailesi tarafından karşılanmıştır. Kompleks, Korinth düzeninde bir tapınak, dar bir tören yolu (90×14 m) ve bu yolun her iki tarafına yerleştirilmiş, her biri aşağıdan yukarıyla sırasıyla Dor, İon ve Korinth düzeninde olmak üzere üçer katlı (12 m yükseklikte) iki adet portiko benzeri yapıdan oluşmaktadır. Tören yolunu yanlardan sınırlayan bu Kuzey ve Güney Yapıların üst katlarında bina boyunca uzanan ve gömme sütunlarla çerçevelenen mermer kabartmalar vardır ve resim sergileme duvarları izlenimi vermektedir. The reliefs were framed by the columnar architecture so that the two facades looked like closed picture-walls. Proje için 200’e yakın kabartma gerekmiştir ve bunlardan 80 tanesi kazılar sırasında ele geçirilmiştir. Bu eserlerin arasında, Roma imparatorları tasvirleri ve Yunan mitolojisinden sahnelerin yanı sıra Doğu Afrika’da Etiyopya’dan Batı İspanya’da Callaeci’lere dek Augustus’un dünya imparatorluğundaki ‘ulusları’ (ethne) kişileştirerek temsil eden bir kabartma grubu vardır. Sebasteion kabartmaları, Roma İmparatorluğu hakimiyetindeki Doğu Yunan dünyasının görsel kültürünü ve şehir hayatını anlamamız açısından önemlidirler. Sebasteion kabartmalarının sergilendiği yeni bir salon 2008 yılında Aphrodisias Müzesi bünyesinde ziyaretçilere açılmıştır.

Güney Yapı kabartmaları: imparatorlar ve kahramanlar

Güney Yapı, Attalos – Diogenes kardeşler ve onların ailesi tarafından finanse edilmiştir. Yapıdaki kabartmaların yaklaşık %80’i günümüze ulaşmıştır ve yapım aşamasında uygulanan plan, detaylı bir şekilde takip edilebilmektedir. Yapının üçüncü katında, geleneksel tanrı figürleri ile Erken Roma Dönemi imparatorları ve elde ettikleri zaferlerden sahneler (Claudius’un Britannia zaferi, Nero’nun Ermenistan zaferi) yan yana sergilenmekteydi. İmparatorlar burada geleneksel Olympos pantheonunun yeni ve faal üyeleri olarak betimlenmektedirler. Alt katta, aralarında Yunan ve yerel kahramanları (Herakles, Telephos, Bellerophon, Akhilleus, Aineias) ve elde ettikleri başarıları temsil eden sıra dışı mitolojik sahneler serisi yer alır. İnsanlığa büyük katkıları olan kahramanlar ile üst kattaki imparatorlar kolaylıkla birbirleriyle kıyaslanabilir. Bazı kabartmalar ise yerel tanrıça Aphrodite, oğlu Aineias ve Roma’daki Iulian imparatorları arasında daha yakın bağlantılar kurar. Kabartmaların sıralaması kazılarda bulundukları noktalar sayesinde anlaşılmıştır.

Üçüncü kattaki kabartmalarda Roma imparatorları, imparatorluk zaferleri ve Olympos tanrıları betimlenmiştir. İmparatorlar, güçlü savaşçı tanrılar olarak tasvir edilmiş ve eski tanrılara ait kabartmalar ile birlikte onlarla eşite yakın bir mertebede sergilenmişlerdir. Yapıdaki yazıtlardan birine göre bu imparatorlar Theoi Sebastoi Olympioi’dur, yani ‘Olymposlu İmparator Tanrılar’. Dünyaya hükmetme gücü eski ve yeni tanrılardan oluşan pantheondan geliyordu. Kabartmalar daha dar yapılı iki kabartmanın ortasında daha geniş bir kabartma şeklinde üçlü gruplar halinde düzenlenmiştir. Geniş olan kabartma, cephe arkasında yer alan 15 adet odanın kapıları üzerine yerleştirilmiştir. Kabartmalarda başlıca Erken Roma Dönemi İmparatorları olan Augustus, Tiberius, Claudius ve Nero ile genç prensler ve imparatorluk ailesine mensup kadınlar görülmektedir. En önemli faaliyetleri barbarlar karşısında zaferle sonuçlanan savaşlardır ve tamamı Hellenistik Dönem kahramanları stilinde betimlenmişlerdir.

Kuzey Yapı kabartmaları: imparatorluk halkları

Kuzey Yapı Eusebes ve Menandros kardeşler ve onların ailesi tarafından yaptırılmıştır. Üçüncü katta imparatorluğa ait sahneler (Nero ve annesi Agrippina) ile evrensel semboller serisi (Gündüz, Okyanus) vardır. Bu seri kompleks içerisinde en zarar görmüş parçaları teşkil etmektedir. İkinci katta Augustus dönemi İmparatorluğunun kişileştirilerek betimlenmiş uluslarından oluşan uzun bir seri vardır ve her biri ulus, sütunlar arasında bir kabartma heykel olarak tasvir edilmiştir. Her figür bir yazıt ile isimlendirilmiştir – örneğin “ethnous Dakōn”: Daçyalılar. Bu betimlemeleri yapmaktaki amaç, Augustus dönemindeki dünya imparatorluğunun görsel bir listesini hazırlamaktı. Buradaki yerler ve halklar fethedilmiş sayılan veya Augustus hükümdarlığı altında imparatorluğa dahil edilenler arasından seçilmiştir. Daha ziyade imparatorluğun uç sınırlarında yaşayan, daha yabani ve uygarlaşmamış halklar listeye eklenmiştir. Aphrodisias yerlilerinin çoğu bu uzak diyarların adını bile duymamış olmalıdır. Yabancı halkların temsil edilmesi fikri, listenin kendisi ve kullanılan betimlemelerin Roma’daki bir anıttan doğrudan örnek alınarak yapılmış olması muhtemeldir.