Gaudin Çeşmesi
Paul Gaudin 1904 yılında şehrin güneydoğu kesiminde bir yapı bulmuştur. Bu yapıdan, bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenen üç adet gigantomakhia (tanrılarla devlerin savaşı) kabartma paneli ortaya çıkartmıştır. Yapının bir bölümü 1989 yılında kazılmış ve yapının doğu-batı ekseninde uzanan taş döşeli bir sokağa bakan, mevcut konumunda bir çeşme olarak ikinci kullanım görmüş Korinth düzeninde tetrastylos bir cephe olduğu anlaşılmıştır. Orijinal halinde bir tapınak cephesi olan bu yapı, eski yerinden sökülmüş, taşınmış ve bu konumda tekrar inşa edilmiştir. Kabartmalar da Diogenes Propylonu’nda olduğu gibi başka bir yerden alınıp burada tekrar kullanılmışlardır. Bu kabartmalar sütunların kaideleri arasında kalan boşlukları kapatmış ve çeşme havuzunun duvarlarını meydana getirmiştir. Dört kaidenin her biri ilginç bir biçimde üst üste yerleştirilen iki ayrı sütun kaidesinden oluşmaktadır. Bu durum, düzenlemenin Geç Antik Çağ özelliklerini teyit eder niteliktedir.
Cephenin Orta İmparatorluk dönemi mimarisi çok iyi korunmuş durumdadır. Büyük monolitik sütunlardan ikisi sütün başlıklarıyla birlikte yeniden ayağa kaldırılmış, tamamı korunmuş saçaklık ve alınlığın parçaları ise birleştirilerek çizim ve çalışma yapma amacıyla yere, açmanın güney kısmına konulmuştur. Alınlık orijinal halinde cepheden kabartma büst içeren küçük boyutlu, kemerli ve üst kısmı deniz kabuğu formunda bir niş ihtiva eder. Büst günümüze kasıtlı olarak kazınarak tahrip edilmiş halde ulaşmıştır. Şüphesiz, bu büst bu mimari öğenin aslen ait olduğu tapınağın (veya propylonun) tanrı(ça)sını temsil etmekteydi. Geç Antik Çağ’daki yeni yerinde bu yapı erken dönem ızgara planının kavşaklarından birine konumlandırılmış, Sebasteion tapınağının önünden güneye doğru giden kuzey-güney doğrultulu caddenin en sonundan şehre doğru bakmaktadır.